26 Mart 2010 Cuma

Herşey Çok güzel Olacak...

Bu yazımı yazmaya başlamadan önce yazacağım konu için çok fazla düşünmedim, bugünkü Habertürk gazetesinde Doğan Cüceloğlu' nun yazmış olduğu köşe yazısı ilham kaynağım oldu. Sn.Cüceloğlu özellikle bugünlerde büyük önem taşıyan bir konuya değinmiş. Kısaca, insanımızın hemen her konuda '' armut piş, ağzıma düş'' pozisyonunda olduğunu, modern ve lüks yaşama isteğinin toplumun her kesiminde aynı oranda yüksek olduğunu, Avrupa ile yapılan kıyaslamaların çoğaldığından örnekler vererek bahsetmiş.
Bulunduğum sosyal ortamlar da (iş, arkadaş ve aile ortamı dahil) Avrupa ile kendi ülkemizi kıyaslamalar başladığı genellikle söz bana düştüğünde bıkmadan sıkılmadan ülkemizin sahip olduğu genç nüfusumuzu, doğal kaynakları ve doğal güzellikleri, coğrafi açıdan sahip olduğu özellikleri, iklim şartlarını, havasını, suyunu o anda aklıma gelen bütün güzellikleri eklerim, neden eklemeyim?  Benim saydığım bu etkenlerin olmadığını kimse söyleyemez . Polyanna tarzında repliklerim bittikten sonra, neler yapılmalı, kimler nasıl sorumluluklar taşımalı konusunda başlarım konuşmaya, asla bir kıyas kabul etmem. Hırsla paylaşırım düşüncelerimi , coşkuyla...
Burada son vermek istiyorum, hep özendiğimiz modern Avrupa ülkeri gibi nasıl oluruz? konusundaki fikirlerinizi bekliyorum...
Sevgiler,

25 Mart 2010 Perşembe

Kime ne?

Biz toplum olarak ne kadar ilgilenmememiz gereken konu varsa ilgileniriz, ne kadar gereksiz ayrıntı varsa bizim için vazgeçilmezdir, herşeyi merak ederiz değil mi, bilhassa insanların özel hayatlarını  ?  Arkadaşlar, kardeşler, büyüklerimiz kendinizle ilgilenin, kendinize bakın, bir kereliğine olsa da önce kimseyi kendinizle kıyaslamayın herkesin hayatı, hayata bakış açısı farklıdır, yaşadıkları ve yaşanmışlıkları ayrıdır, ailesi, eğitimi, elindeki fırsatları farklıdır bu nedenle insanlar farklı hayatlar yaşar, kadere inanıyorsanız insanların kaderleri de farklı yazılır.
Bırakın sağı solu, kimin nesi varsa güle güle kullansın, kim ne kadar çok seviliyorsa bırakın sevilsin veya nefret edilsin, kendinize bakın .
Karacaoğlan' ın herkes tarafından bilinen bir sözü vardır, '' Ben güzele güzel demem güzel benim olmadıkça'' Bu sözü sıkça kullandığım için burada da yazmak istedim, aynı şekilde kötü, hoş olmayan şeyler içinde geçerli. Beni ilgilendirdiği ölçüde konuya yada olaya müdahil olurum, eğer yardımım dokunacaksa, birşeyler için çözüm olacaksam, sonuna kadar destek olurum her konuda ama beni ilgilendirdiği kadar...
Modern yaşamın vazgeçilmez kurallarından biri de insanların birbirlerinin hayatlarına duyduğu ve duyması gereken saygıdır.
Saygı, sevgi hayatta sahip olduğumuz en önemli iki anahtardır, her kapıyı açarlar.Ne diyeyim, çilingire muhtaç olmamak dileğiyle...
Seygiler,
Sibel' den inciler...

20 Mart 2010 Cumartesi

Kısa Kısa...

Aaaa bir hafta nasıl da geçmiş ben bir haftadır tek kelime bir şey yazmamışım , demek ki çok konuşmuşum bu hafta :) Bu hafta neler yaptım bir film şeridi edasında geçirdim gözümün önünden mücevherat fuarına renkli bir ziyaret, uzun zaman görmediğim bir arkadaşım ile eğlenceli bir gün, annem ve kız kardeşim ile kahkaha dolu bir gün, rutin doktor kontrolü, birazcık alışveriş, hayırlı bir  iş ...Ama bu haftanın en önemli olayı aramıza katılan küçük tatlı mı tatlı ELAHAN.
Tekrar görüşmek üzere...

13 Mart 2010 Cumartesi

Bir Gün, 24 Saat...

Bir gün nasıl değerlendirilir? Bugün farkında olmadan bulaşık makinesi boşaltırken bu konuyu düşünürken buldum kendimi ''Bir gün nasıl  değerlendirilir'' diye. Günde bir yetişkinin ortalama  7 saat uyuduğunu, en az 9 saati işte geçirdiğini (09.00-18.00 mesai saatlerinden yola çıkarak),  işe gidiş-dönüş ortalama 2 saatin yolda geçtiğini varsayarsak bize kalan 6 saat içinde neler yapmalıyız ki günümüz verimli geçsin...6 saatte sevdiklerinizle vakit geçireceksiniz, varsa çocugunuzla ilgileneceksiniz, eviniz için alışveriş yapacaksınız, yemek yapacaksanız, ev işlerine vakit ayıracaksınız ki bunları yazmaya başlasam mı başlamasam mı bilemedim ben yazmayım siz düşünün ben daha düşünürken yoruldum, arkadaş-aile toplantılarına iştirak edeceksiniz, hep gülecekiniz, hiç yorulmayacaksınız, hep fedakar olacaksınız,hiç hasta olmayacaksınız, hiç kendiniz için kendinize özel bir bir şey yapmayacaksınız, çevrenizdeki sorunlarla ve sorunlularla!!! ilgileneceksiniz, gerektiğinde kulaklarınızı kapayacaksınız, gerektiğinde kulaklarınızı,gözlerinizi tam randımanlı kullanacaksınız, aramayı ihmal ettiğiniz kişileri aradığında onlar sizi hiç aramamış olsa da sitemlerini dinleyeceksiniz, belki bir gün aradığın kadar aranırsın demeyi içinizden geçireceksiniz, ama kimsenin kalbi kırılmasın diye söylemeyip, içinize atacaksınız...Eeee tabii sabır taşı, fedakar,becerikli,saygılı,hanımefendi gibi sıfatlar böyle kazanılır, olan size olur, kalan sağlar çevredeki sitemkarlardır.....
Güzel ve keyifli bir gün dileğiyle....
Bugün kendime ayırıyorum, tavsiyem sizde kendiniz için bir şeyler yapın....

8 Mart 2010 Pazartesi

HAYATIMIN KADINLARI ...

Hayatımın kadınlarının en başında annem gelir ... Beni yetiştiren ve ben olmamı sağlayan annem.
Hayatımda yeri olan kadınlardan diğeri kız kardeşim, herşeyimi paylaştığım, bazen abla olduğum bazen küçük kardeş bazen anne bazen en iyi dost bazen en iyi sırdaş....
Hayatımın kadınları listemde hayatımda iyiki olduklarını düşündüğüm kız arkadaşlarım var, sıkıntılarımı paylaşabildiğim, sevinçlerimi sonuna kadar yaşayabildiğim, güldüğüm, eğlendiğim, yanlarında gözyaşlarımı da kahkahalarımı da özgür bıraktığım arkadaşlarım...

Yanlızca bugün değil her zaman emeğimizin, haklarımızın peşini bırakmayalım, kendimizi sevelim, kendimize saygı duyalım ve kendimize değer verelim ki etrafımızdan da değer görelim...

Kızlar Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun!!!

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Bugün Düya Kadınlar Günü. Yazıma başlamadan önce Dünya Kadınlar Gününün tarihçesinden bahsetmek istiyorum.
Kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olması için 8 Mart 1857 yılında Newyork ta başlayan bir harekettir.  Tekstil fabrikalarında çalışan 40 bin işçinin çok kötü çalışma koşullarına karşı başlattığı grev, polisinde devreye girmesiyle  daha da büyüdü. Olaylar sırasında çıkan yangında çoğu kadın olmak üzere 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 binler katıldı.
1910 yılında Kopenhag ta  kadınlar toplantısında, Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin, bu yangında yaşamını yitiren 129 kadın işçi anısına 8 Mart gününün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdi. Kadın hakları hareketini, özellikle oy hakkını onurlandırmayı amaçlayan Kadınlar Günü önerisi oy birliği ile kabul edildi.
2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş yıllarında etkisi iyice kaybolan kadın hareketi, 1960' lı yılların sonunda yeniden canlandı. Birleşmiş Milletler 1975 yılını kadın yılı olarak ilan etti ve 1975-1985 arasındaki on yılı  kadınların on yılı olarak açıkladı, bu olay harekete gönül verenleri yüreklendirdi.

1977 yılında UNESCO' nun açıklamasından sonra 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır.
Dünya Kadınlar Günü kadın hakları, kadın-erkek eşitliği ve kadınların yaşamakta olduğu sorunların tartışılmasını da sağlıyor.

TÜRKİYE' DE DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Türkiye' de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921' de "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programı nedeniyle Türkiye' de 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül den sonra Dünya Kadınlar Günü dört yıl kutlanmadı. 1984 yılından beri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ülkemizde kutlanmaya devam etmektedir.
 
 
 
 

6 Mart 2010 Cumartesi

BENİM TAŞIM SİTRİN

Renginden midir, taşın görüntüsünden midir bilmiyorum en çok sevdiğim taştır sitrin. Ne zaman bir çok taşın bulunduğu bir yerde olsam bütün taşların içerisinde dikkatimi sitrin çeker. Bu yazımda benim bu kadar çok sevdiğim taş olan sitrin in özelliklerinden bahsetmek istiyorum.
Sitrin; zihnin berraklığını ve kişisel yaratıcılığı  artıran bir taştır.
Sitrin Fransızca “citron” Türkçe' de “limon” anlamına gelen kelimeden türemiştir. İsa’dan önce 300. yılından beri Yunanistan’da yüzük taşı olarak kullanılmaktaydı. Romalılar ise nazardan ve kıskançlıktan korunmak için sitrin taşırlardı. Güneşin gücünü taşıdığına inanıldığı için çok faydalı bir taştır. Sitrin ,kişiyi sakinleştirir, enerji ve yüksek yaratıcılık sağlar. Çevredeki negatif enerjiyi emip, pozitif enerjiye çevirir ve bu pozitif enerjiği ortama  yayar. Hayatın her döneminde kişiye enerji verir. Solar pleksus ve kök çakra üzerinde etkilidir, bu çakraları temizler ve etkin hale getirir. Başarılı, üretken olmayı öğretir, sağlık, huzur , refah, başarı ve bütün güzel özellikleri beraberinde getirir. Sitrinin bulunan yerde sıkıntı ve negatiflik olmaz. Ailedeki geçimsizliklerini yatıştırır, iş ortamında gruptaki kişilerin birbirleriyle anlaşmasını ve takım çalışmasının etkisinin artmasını sağlar. Kişinin kendine değer vermesini ve güvenmesini sağlar. Motivasyonu artırır, yaratıcılık ve kendini ifade etme gücünü geliştirir. Sitrin taşıyan bir kişi duygu ve düşüncelerini kolaylıkla ifade eder. Kan dolaşımı bozukluğuna iyi gelir. Sindirimi etkiler, dalak ve pankreasa faydalıdır. Böbrek iltihabına ve mesane iltihabına faydalıdır. Tiroidi dengeler. Sinirleri yatıştırır güçlendirir. Kabızlığa iyi gelir. Selülit oluşumunu engeller, iksir olarak içildiğinde regl ağrılarını menopoz semptomlarını, sıcak basması,hormon dengelenmesi ve bitkinliğin giderilmesinde etkilidir. Sitrinin bu olumlu özelliklerinden faydalanmak için üstünüzde veya evinizde bulundurmalısınız.Aynı zamanda, bolluk ve bereket taşıdır. Sitrini evinizde koyacağınız yer odanın veya evin kapısından girildiğinde en soldaki evin uç noktasıdır.
Sitrin in bildiğim özelliklerinden bahsetmiş oldum .Yazıma birkaç sitrin örneğiyle devam ediyorum.


3 Mart 2010 Çarşamba

GÜZEL SÖZLER

Bazı kaynaklarda okuduğum, üzerlerinde düşündüğüm ve gerçekten etklendiğim anlamlı sözleri sizlerle paylaşmak istiyorum...Yorumlar  ve yeni anlamlı sözler sizden....

  • Comertligin uc belirtisi vardir: sozunun eri olmak, gereksiz yere ovunmemek ve sorgusuz sualsiz bagislamaktir. IMMANUEL KANT
  • Kötü haberlerin kanatları vardır, iyi haberlerin ayakları bile yoktur. M.CAVENDISH
  • Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır.MEVLANA
  • Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.FREUD
  • Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile, tek bir adımla başlamak zorundadır. LAO-TZU
  • Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır. S. M. POWER
  • Zorlukların göbeğinde fırsatlar yatar. A.EINSTEIN
  • Tanrı’ya ettiğim dua pek kısadır: ”Tanrım, düşmanlarımı gülünç duruma düşür.VOLTAIRE
  • Kendinizi idare ederken kafanızı, başkalarını idare ederken kalbinizi kullanın. İngiliz Atasözü
  • Kıymetli olan şey, lazım olduğu zaman insanın eline geçendir. Çin atasözü
  • İnsan huzuru kendi içinde bulamıyorsa başka yerde aramamalıdır. Çin Atasözü
  • Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.M.K.ATATÜRK

  • İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin? M.K.ATATÜRK
  • Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir. M.K.ATATÜRK




    Şimdi bu sözler üzerine düşünme zamanı...