13 Mart 2010 Cumartesi

Bir Gün, 24 Saat...

Bir gün nasıl değerlendirilir? Bugün farkında olmadan bulaşık makinesi boşaltırken bu konuyu düşünürken buldum kendimi ''Bir gün nasıl  değerlendirilir'' diye. Günde bir yetişkinin ortalama  7 saat uyuduğunu, en az 9 saati işte geçirdiğini (09.00-18.00 mesai saatlerinden yola çıkarak),  işe gidiş-dönüş ortalama 2 saatin yolda geçtiğini varsayarsak bize kalan 6 saat içinde neler yapmalıyız ki günümüz verimli geçsin...6 saatte sevdiklerinizle vakit geçireceksiniz, varsa çocugunuzla ilgileneceksiniz, eviniz için alışveriş yapacaksınız, yemek yapacaksanız, ev işlerine vakit ayıracaksınız ki bunları yazmaya başlasam mı başlamasam mı bilemedim ben yazmayım siz düşünün ben daha düşünürken yoruldum, arkadaş-aile toplantılarına iştirak edeceksiniz, hep gülecekiniz, hiç yorulmayacaksınız, hep fedakar olacaksınız,hiç hasta olmayacaksınız, hiç kendiniz için kendinize özel bir bir şey yapmayacaksınız, çevrenizdeki sorunlarla ve sorunlularla!!! ilgileneceksiniz, gerektiğinde kulaklarınızı kapayacaksınız, gerektiğinde kulaklarınızı,gözlerinizi tam randımanlı kullanacaksınız, aramayı ihmal ettiğiniz kişileri aradığında onlar sizi hiç aramamış olsa da sitemlerini dinleyeceksiniz, belki bir gün aradığın kadar aranırsın demeyi içinizden geçireceksiniz, ama kimsenin kalbi kırılmasın diye söylemeyip, içinize atacaksınız...Eeee tabii sabır taşı, fedakar,becerikli,saygılı,hanımefendi gibi sıfatlar böyle kazanılır, olan size olur, kalan sağlar çevredeki sitemkarlardır.....
Güzel ve keyifli bir gün dileğiyle....
Bugün kendime ayırıyorum, tavsiyem sizde kendiniz için bir şeyler yapın....

5 yorum:

  1. Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
    Yarım saat erkene kurulsun saatin.
    Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
    Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...
    Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin...
    Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
    Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
    Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
    Bak güzelim kahvaltının keyfine.
    Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
    Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin..
    Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
    Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
    Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
    Ohhh şöyle bir hafifle
    Bir güzel kahve ısmarla kendine,
    seni mutlu eden sesi duymak için "alo "de...
    Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
    Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa...
    Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
    Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa,
    çocuk görürsen yanağından makas al.
    Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı,
    sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
    hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
    Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
    Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
    Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
    Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
    yüzünde güller açtıracak.

    Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
    Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
    Saklama tabakları, bardakları misafire
    Sizden ala misafir mi var bu dünyada
    Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,
    vazife yapar gibi hiç değil,
    Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
    eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
    Gece evinde, dostların olsun
    Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun..
    Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?
    Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!
    Can Yücel

    YanıtlaSil
  2. Oyle degil iste. Istiyor. Insan herseyi istiyor
    Hem de ayni anda... Nedir bu hersey?

    Yaptığın işi, iyi yapmaya calışacaksın.
    Kafa patlatacaksin.
    Uyduruk kaydırık olmamasına ugraşacaksın.
    Bu yeterince zor zaten.

    Sabah aksam işle yatıp kalkman gerekiyor. Ama iste an geliyor, o da insani kesmiyor. Insan, yatagına is dışında, baska seyler de almak istiyor!
    Ee peki, aşık oldun oldun diyelim. Sanki bir iliskiyi yürütmek kolay? O da inanilmaz emek istiyor. Diyelim ki, iyi gidiyor. Şükrediyorsun. Ama bu sefer ne
    oluyor?
    Iki kisilik bir dünyada Kucuk Prens ve Kucuk Prenses olarak yasamaman
    gerekiyor. Sosyal hayatin da olacak. Gideceksin, dostlarinla, arkadaslarinla vakit gecireceksin. Peki anladik, onu da yaptin. Ama kendini de beslemen gerekiyor. Ruhunu yani. Okunacak kitaplar, gezilecek sergiler, izlenecek
    filmler var. Ne yazik ki is, ruhla da bitmiyor. Butun bunlari yaparken bakimli ve guzel olmak icap ediyor.

    Ee 30 yasindan sonra da iyi durabilmek için epey bir çaba gerekiyor
    Spor yapacaksin spor! :boom:
    Yine fedakarlik: Ya sabahin korunde kalkip bir saat yuruyeceksin ya da is cikisinda herkesi ekip yuzmeye gideceksin

    Ay bitmiyor!

    Paran olmasi gerekiyor,
    sabrin olmasi gerekiyor,
    vaktin olmasi gerekiyor,
    berbere gitmen gerekiyor,
    dip boya yaptirman gerekiyor,
    manikur, pedikur, sonra aileni ihmal etmemen gerekiyor,
    varsa cocugunla günde en az iki-üç saat sarmas dolas olman gerekiyor, onun sagligi, senin sagligin, evin bakimi, onarimi, arabanin durumu... Ee ne oluyor?

    Sucluluk ve vicdan azabi içinde kivraniyorsun. Sürekli bir yerlere yetişmeye
    calisiyorsun. Beceremiyorsun. Hepsinin altindan kalkmaya calisinca da... Toptan çuvalliyorsun!

    Iyi bir is mi cikardin, patronun 'Bugün amma da cirkinsin!' diyor.

    Guzel mi gorunuyorsun, bu sefer isinde 'low profile' oluyorsun. Evin guzel mi oldu, ha ha ha parasiz kaliyorsun. Tam kendini iyi hissediyorsun, bu sefer de sismanlamaya basladigini farkediyorsun.

    Ben kacmak istiyorum!

    YanıtlaSil
  3. Mügecim,
    Paylaşımların için çok teşekkürler,
    Can Yücel den bizimle paylaşmış olduğun yazı mükemmel, bu yazıyı aralıklı olarak okumak lazım. Hayatımızı kolaylaştırmak, çalışmayı eziyet olarak görmemek için bu yazıyı okuyacağım...

    YanıtlaSil
  4. Nede güzel yazmışsınız, tam da canevimden vurarak, en muzdarip olduğumu kaleme alarak...
    Önce ben diyebilmek, demekle kalmamak üzere..
    :)
    Nazannesi Ben

    YanıtlaSil
  5. Gerçekten dediğin gibi Can Yücel'in yazısını ara ara okumak lazım, tekrar okudum, gerçekten tatbik etmek lazım.. Yoksa hayat çok anlamsız.. Ama uygulamak da zor bunu kabul etmek lazım..Gönderdiğim ikinci yazıyı okuyunca bile yoruldum, ilk yazıyı nasıl uygulayayım:))))

    YanıtlaSil